Saç dökülmesinin nedenleri konusunda, çok farklı görüşler öne sürülmektedir. Kimi stres, kimi yetersiz beslenme, kimi yanlış şampuan seçimi, kimi genetik faktörlerden bahsediyor. Aslında kısmen hepsi doğru ve kısmen hepsi yanlış. O zaman asıl neden nedir, hep birlikte inceleyelim.
Saç dökülmesi herkes için bir kâbustur, özellikle genç insanlar için. Saçınızı yıkamak ve o saç tellerinin boşa gittiğini görmek, oldukça can sıkıcı bir durumdur.
Birçok insan saç dökülmesi için kendilerini ve stresli yaşam tarzlarını suçlasa da, pek çoğu bu durumun altında yatan faktörleri bilmiyor. Bu faktörler hormonal değişikliklerden genetik yatkınlığa kadar değişebilir.
Anahtar kelime, saç dökülmesine neyin neden olduğunu bilmek ve onu kökünden tedavi etmektir. Örneğin; tiroid sorunlarıyla karşı karşıya olduğunuzu öğrenirseniz, tiroidin neden olduğu saç dökülmesiyle nasıl mücadele edeceğinizi ve diğer risk faktörlerini nasıl kontrol edeceğinizi öğrenebilirsiniz.
Saçlar Neden Dökülür?
Saç dökülmesinin bilinmeyen faktörleri ve saç büyümesini teşvik etmenize yardımcı olacak bazı çözümler hakkında daha fazla bilgi edinelim.
Gereksiz Stres Yapmak: İş veya özel hayatınız hakkında uzun süre stresli olmak, saç dökülmesini artırabilir. Bunun nedeni, stresin saç incelmesi ve saç dökülmesi gibi saç sorunlarına yol açan Androjen hormonunun salgılanmasına neden olabilmesidir. Ek olarak; sevilen birinin kaybı gibi bir trajedi de, anormal saç büyümesine yol açarak, hızlı saç dökülmesine neden olabilir.
Yüksek Isı ile Şekillendirme: Saçlarınızı düzenli olarak ısıyla şekillendirici aletlerle (saç maşası, saç düzleştirici vs. ) düzleştiriyor veya kıvırıyorsanız, büyük hasara maruz kalıyorsunuz. Saçınızı düzenli olarak yüksek sıcaklıklara maruz bırakmak, incelmeye ve kırılmaya neden olabilir. Bu da, sonunda saç dökülmesine neden olabilir. Bu nedenle, ısıyla şekillendirme araçlarının kullanımını sınırlamaya çalışın ve bunun yerine saçınızı şekillendirmek için, daha az ısı kullanan cihazları tercih edin.
Hormonal Değişimler: Hamilelik ve doğum, beraberinde bir dizi hormonal sorunu getirir. Kadınlar genellikle doğumdan yaklaşık üç ay sonra saç dökülmesini fark ederler. Bunun nedeni, hamilelik sırasında östrojen seviyelerinin yükselmesidir. Bu da saç döngünüzü durdurur ve saçınızı daha güçlü ve daha kalın yapar.
Bununla birlikte, östrojen seviyeleriniz normale döner ve normal saç büyüme döngüsü, doğumdan sonra devam eder. Bu nedenle saçlarınız tekrar dökülmeye başlar. Dihidrotestosteron (DTH), erkeklerde saç dökülmesinden sorumlu olan başka bir hormondur. Bu hormon saç köklerini küçülterek erkek tipi kelliğe yol açar.
Genetik Faktörler: Bazı genetik faktörler, her iki cinsiyette de saç dökülmesine neden olur. Erkeklerde kel noktalar, kadınlarda saç seyrelmesi şeklinde gelişen bu durum, genetik saç dökülmesi olarak bilinir.
Tiroid Kaynaklı Saç Dökülmesi: Saç büyümesi, tiroid bezinden önemli ölçüde etkilenir. Tiroksin hormonları dengesiz olduğunda, saç büyümesini etkiler. Bu dönemde eski saçlar dökülmeye başlar. Ancak yenileri bunların yerini alamaz. Bu da kelliğe veya saçın incelmesine neden olur.
Kimyasal Saç Tedavileri: Brezilya fönleri, kalıcı düzleştirme ve perma gibi saç modellerini uygularken, saça şekil vermek için zararlı kimyasallar kullanılırsa uzun vadede çok zarar verebilir. Guanidin hidroksit, formaldehit vb. kimyasallar, bu işlemler sırasında saça zarar verir.
Cilt tipi: Saç dökülmesi, birçok hastalık ve enfeksiyonun belirtisidir. Enfekte bir saç deriniz olduğu için saçlarınızı kaybedebilirsiniz. Saçkıran gibi enfeksiyonlar, saç derinize zarar verebilir ve yeni saçların büyümesini engelleyebilir.
Sigara içmek: Sigara içmek sadece ciğerlerinize değil, saçlarınıza da zarar verebilir. Sigaradan salınan toksinler, saç köklerine zarar verebilir ve saç dökülmesinin yanı sıra, saçların erken beyazlamasına neden olabilir.
İlaçlar: Şiddetli saç dökülmesi; diyabet, kanser, yüksek tansiyon ve kalp sorunları gibi sağlık sorunlarını tedavi etmek için kullanılan bazı ilaç ve tedavilerin bir yan etkisidir. DEHB ve Akne için kullanılan bazı ilaçlar da, saç dökülmesine neden olabilir.
Besin Eksiklikleri: Hayati mineraller ve vitaminler açısından düşük bir diyet, saç dökülmesinde başka bir faktördür. Protein, B12 vitamini ve demirden yoksun bir diyet, artan saç dökülmesi ve saç incelmesi ile güçlü bir şekilde ilişkilidir.
Saçları Güçlendirmenin Yolları Nelerdir?
Diyetinizi Düzenleyin: Vücudunuzun proteinlere ihtiyacı vardır ve protein açısından zengin bir diyet uygulamak, saçlarınızın büyümesine yardımcı olacaktır. Sonuçta saçın %70’i keratin adı verilen bir proteinden oluşur.
Protein alımınızı artırmak için diyetinize; yumurta, mercimek ve et ekleyin. Pancar ve yeşil yapraklı sebzeler, diyetinize demir eklemenin harika bir yoludur. Ayrıca B12 vitamini takviyesi almaya başlamanız gerekip gerekmediğini kontrol etmek için, doktorunuza danışabilirsiniz.
Saçınızı Şekillendirmeyi Sınırlandırın: Duştan sonra saçınızı doğal olarak kurumaya bırakın. Fön yapacaksanız düşük ısıda yapın. Sıcak maşalardan, ve düzleştiricilerden mümkün olduğunca kaçının.
Kuruyemiş tüketimini artırın: Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler, saçınızı güçlendirmeye yardımcı olan selenyum içerir. Bu, sonunda saç dökülmesinin ve incelmenin üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır.
Yeşil Çay Tüketin: Saç köklerinin küçülmesine neden olan bir kimyasal olan Dihidrotestosteronun (DTH), yeşil çayda bulunan kateşinler tarafından azaltıldığı bilinmektedir. Sonuç olarak yeşil çay; saç dökülmesini, kepeklenmeyi ve kafa derisinin pürüzlenmesini durdurabilir.
Soğan Suyuyla Masaj: Soğan suyunda bulunan yüksek kükürt içeriğinin, saç derisinin kan dolaşımını iyileştirdiği söylenir. Bu iddiayı destekleyecek yeterli kanıt olmamasına rağmen, saç derisine uygulanan soğan suyu masajının, düzensiz saç dökülmesi olan kişilerde saçların yeniden büyümesine yardımcı olabileceği, yaygın olarak iddia edilmektedir.
Özellikle genç yaşta saç dökülmesinin üstesinden gelmek zor olabilir. Ancak sorunun altında yatan nedeni bularak ve doğru tedaviyi uygulayarak, dökülen saçlarınızı geri kazanabilirsiniz. Uygun bir diyet uygulayın ve saçınızı düzenli olarak ısıyla şekillendirme ve kimyasal işlemlere maruz bırakmaktan kaçının.