1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Besin hassasiyetinin temelinde anksiyete olabilir

Besin hassasiyetinin temelinde anksiyete olabilir

featured
besin-hassasiyetinin-temelinde-anksiyete-olabilir.jpg
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Besin intoleransı, bazı gıdaların sindirilememesiyle ortaya çıkarak; şişkinlik, baş ağrısı ya da cilt sorunları gibi belirtilerle kendini gösteren bir sağlık sorunu. Ancak her şikâyet gerçek bir intoleransa dayanmaz. Bazen stres, travma ya da bedene yönelik aşırı dikkat nedeniyle kişilerin, bazı besinleri kendileri için ‘zararlı’ olarak algılayabileceğinden bahseden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Bu durumda biyolojik değil psikolojik etkenler ön plana çıkar. Bireyin bedenini kontrol etme arzusu, yaşamdaki belirsizliklerle baş etme stratejisi olarak da ortaya çıkabilir. Gıda tercihlerine sınırlamalar getiren biri, içsel kontrol sağladığını düşünebilir” dedi.

Anksiyete bozukluğu ile mücadele eden bireyler, bedensel duyumlara karşı daha hassastır. Vücutta normal kabul edilen sindirim belirtileri bile bu kişiler tarafından tehdit olarak algılanabilir. Bunun sonucunda da içsel tarama davranışının gelişebileceğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Her mide gurultusu, şişkinlik veya yorgunluk halinin ‘gıda intoleransı’ şüphesiyle değerlendirilmesi doğru değil. Anksiyete bozukluğuna sahip kişiler, kontrol ihtiyacı ve belirsizliklere tahammülsüzlük nedeniyle en azından ne yediklerini kontrol ederek rahatlama hissi yaşamak isterler. Ancak profesyonel destek almadan yapılan gıda kısıtlamaları, sadece fizyolojik yoksunluk yaratmakla kalmaz, aynı zamanda beden algısını da olumsuz etkiler” açıklamasında bulundu.

Şikayetlerin kaynağı araştırılmalı

Anksiyete bozukluğu olan bireylerde besin intoleransı şüphesiyle daha sık karşılaşılmasının, bilişsel çarpıtmalar ve bedensel duyumların yanlış yorumlanması olduğunu vurgulayan Unutmaz, “İntolerans testleri yardımıyla, beslenme planından bazı besin grupları bir uzman gözetiminde çıkartılarak kişide oluşan şikayetlerin devam edip etmediği gözlemlenebilir ya da bu duruma hangi zihinsel süreçlerin yol açtığı incelenebilir. Bu yaklaşım sayesinde, gereksiz kısıtlamaların önüne geçilerek hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı destekleyen daha bütüncül bir yol izlenebilir” şeklinde konuştu.

Mide ve bağırsak ikinci beyin konumunda

Mide, beyinle çift yönlü bir iletişim halinde olduğu için yalnızca bir sindirim organı olarak değerlendirilmemeli diyen Unutmaz, “İkinci beyin olarak adlandırılan bağırsak sistemi de duygu durumla yakından ilişkili. Kaygı, stres, öfke ve korku gibi duygulara karşı mide bulantısı, iştahsızlık, kramp veya şişkinlik gibi fiziksel tepkiler oluşabiliyor. Bu nedenle, psikolojik süreçlerin midenin işleyişini doğrudan etkileyebileceği, aynı zamanda mide kaynaklı duyumların da zihinsel süreçleri tetikleyebileceği bilinmeli. Özellikle sosyal yaşamda yemek; bağ kurma, keyif alma ve kimlik ifade etme yollarından biri olduğu için bu alanın daralması; yalnızlaşma, sosyal kaygı ve yeme davranışlarında bozulma gibi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca bireylerde ‘yanlış inançlar’ pekiştikçe, gıdalarla ilgili zorlayıcı düşünceler artabilir. Zamanla bu durum obsesif kompulsif eğilimleri veya sağlık kaygılarını güçlendirebilir” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
joy
Joy
0
cong_
Cong.
0
loved
Loved
0
surprised
Surprised
0
unliked
Unliked
0
mad
Mad
Besin hassasiyetinin temelinde anksiyete olabilir

Giriş Yap

Yazıloji ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Follow Us